Lütfen Kod Girin / Pass Code Please

Pasword Enter Book

20 Kasım 2008_Perşembe

Tekrardan yazmaya karar verdim…

Her gün olmasa da bazı günler yazmam gerektiğini düşünüyorum.

Şu an ki durumum Yapı kredi Bankasının reklam bölümünde çalışmam, 28 yaşında & bekar olmam, sonbaharın hafif hüznünü taşımam olarak çerçevelene bilir.
Kısadan anlatımı yazı başında severim.Yazının gelişiminde diğer temel konular açılmalı diye düşünürüm.Zaten arkasında çorap söküğü gibi çıkar ne varsa… Yeter ki yaz.

İçimde eski günlüklerin heyecanı olmasa da içimi döktüğümde duyacağım rahatlığı sezinlemem aynı.Öyle ya; hiç kimseye anlatamadığın şeyleri yazıyorsun.Açık ve seçik…

Ben günlük tutmayı severim..Eski günlüklerimi ara sıra okurum.Birini küçük sıradan bir ajandaya tutmuştum.Fazla anlatacak alanı yoktu onun 4-5 satır, satırlar da ufacık:) Eziyet gibiymiş.Tam bir şey yazmaya başlayacağım sırada sayfa biter, diğer günü işgal ederim.Diğer gün çok farklı sayabileceğim olaylar olur ertesi ve ertesi günü kaplar bu yazılar.Ve o günlerin sayfalarını doldurmak zorunda kalmam.Kurtulmuş olurum her gün bir şeyler dökmekten.Biraz da içimde kalsın diye düşünürüm.Belki de ondan küçücük bir ajanda tercih etmişim o zaman...Hepsi sığmasın diye.Bazıları içimde kalsın diye.

Sen hiç toprağa verilen birine, içi sır dolu beyninin de vücuduyla beraber gömüldüğüne şaştın mı Mx? Onun bildiklerinin ne kadar değerli olabileceğine.Ben bir keresinde ilmi büyük, hatırı sayılır bir amcanın cenazesine gitmiştim.Çok sevilirmiş ki taziyeye gelen araçlar mezarlığı doldurdu.Toprağa verilirken düşündüğüm şey o karakterin nasıl oluştuğu ve nasıl yok olduğuydu.Belki o şimdi ulaşabileceği en mutlu yerde.Belki bu suskun mutluluğun farkında bile değil…
Her nerede olursa olsun yaşayan birinden daha huzurlu olduğu kesin.Çünkü onun bulunduğu yerde artık bilinç yok, bilgi var.Artık o sadece doğanın bir parçası.ve olacakların karşısında küfür bile etmeyecek kadar mesut.

Devamı ve daha fazlasına şifrEEE ;))) Heeeeeyt ..